27 Aralık 2011 Salı

Dışlamak Ya da Dışlanmak


Ben hem dışlanan bir insanım hem de dışlayan.  Dışlanmaktan pek hoşnut olduğum söylenemez. Dışlamaktan da mutlu değilim ancak bu kasıtlı olarak yaptığım bir şey değil. Varlığım veya başka birinin varlığı ve bulunduğu konum başka birini dışlıyor.  Bu olay kimsenin kasıtlı olarak yaptığı bir şey değildir. Kasıtlı olarak yapanlarda var tabi ki. Çevremdeki diğer insanlara kıyasla ben olabildiğince insanlar ile arkadaş olmaya çalışıyorum. Her ne kadar kolay arkadaş edinemesem de önyargı kurmadan arkadaş edinmeye çalışırım.  Herkes ile arkadaşlık kuramayacağımın bende farkındayım ancak o ilişkiyi kuramasak bile denemek gerekir. 8. Sınıfa gidiyorum ve sınıfımız tarafından dışlanan biri var. İsim vermeyeceğim. Çünkü isim verirsem bu onu üzebilir.
            Agresif bir kişiliğe sahip olduğu için sınıfımız onu dışlıyor. Bence bunun nedeni Onun kendisini anlatamıyor olmasından kaynaklanabilir. Sınıfımızın onu dışlaması kendisini kanıtlamasını zorlaştırıyor. Aslında kanıtlaması gereken hiçbir şey yok ancak O kanıtlaması gerektiğini düşünüyor. Bunun üzerine kendisini şiddet ve baskı kurma yolu ile kanıtlamaya çalışıyor. Tabi ki bu yöntemde kimse başarılı olamaz. Çünkü şiddet ile baskı kurmak insanda bir korku yaratır ve korkmaya alışınca da cesaretlenir ve korkutan kişi artık etkisini yitirmeye başlar.
            Aslında Onun bu davranışlarının sebebi bizleriz. Bunun gibi birçok dışlanmış insanın sorumlusu da bizleriz. Çıkan sorunların sorumlusu da bizleriz. Onlar hakkında önyargılı davranmamız veya bir ya da birkaç özelliğini beğenmememiz Onları dışlayabiliriz anlamına gelmez ki.  Daha çok kulaktan dolma sözleri iler onları dışlıyoruz. Bu yaptığımız yanlışların başında geliyor bence.
            Konu hep aynı yere geliyor ancak bunlar hayatın gerçekleri. Birçok psikolojik rahatsızlığa sahip insan var etrafımızı da. Birçoğunun sorumlusu yine bizleriz. Bunların sorumlusu insan egosu, kurduğu ego manya.
            Bir gün dışlanan bizde olabiliriz. Bu ihtimali hiç düşünmüyoruz. Çünkü hep zirvede kalacağımızı düşünüyoruz. Birçoğumuz empati kurmayı bile bilmiyor. Modernleşen bir toplumun içinde empati kurmayı bilmeyen, önyargılı insanlar oldukça benim yazdığım bu paragrafların hiçbir anlamı yok.
            Empati kurmaktaki asıl amaç karşımızdaki insanın ne tür duygular hissettiğini anlamaktır. Bence bu yol ile birçok tecrübe kazanılabilir ve birçok duygu yaşanılabilir. Tabi ki empatiyi iyi yönde kullanmak çok önemli. Kötüye kullanmak nasıl olur dersen; karşımızdaki insanı empati yolu ile hem üzebiliriz hem de mutlu edebiliriz. Bulunduğu duygu durumunu ister iyi yöne ister kötü yöne çekebiliriz. Bu söylediklerimin hepsinde empati etkilidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder